SeSiz Wep Dizayn


//-->

SeSiz Wep Dizayn(BySeSiz)

>SESİZLİK DUYULAN BİR FERYATIR

SeSiz-GeNNc

KÜRESEL ISINMADAN KİM SORUMLU...

Kimler Sorumlu? Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNPD) başkanı Kemal Derviş şöyle diyor: “Küresel ısınmada tüm dünya uzun vadeli bir risk taşıyor; ama en çok ve hemen yakın gelecekte zarar görecek olanlar yoksul ülkeler. Büyük bir haksızlık var: Sorunu yaratan zengiler; ancak zarar görecek olan yoksullar.” Ve devam ediyor: “Küresel ısınma dünyada zenginlerin yarattığı bir sorun. Atmosfere giden karbonun yüzde 70’i zengin ülkelerin faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Yüzde 28’ine orta gelişmiş ülkeler, sadece yüzde 2’sine fakir ülkeler neden oluyor. Ancak etkisi açısından en çok zarar görecek olan yoksul ülkeler. Örneğin; Bangladeş, Vietnam, Etiyopya bu zararı hızla görmeye başlayacaklar.” Küresel ısınmaya neden olan ülkeler arasında birinci sırada ABD’nin olduğunu tahmin etmek güç değil. 2000 yılı itibariyle ABD’nin küresel ısınmaya neden olan karbon emisyonunda toplam içindeki payı %24. ABD’nin karbon emisyon oranları, ikinci en yüksek emisyon oranlarına sahip ülke olan Çin’in tam iki katı. Küresel ısınmanın görülmesinde en büyük paya sahip diğer ülkeler; Avrupa Birliği ülkeleri (öncelikle Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa), Rusya, Japonya, Kanada, Avustralya ve Hindistan. Küresel ısınmaya dair ülkelere ait payları nüfusa böldüğümüzde ise ortalama olarak bir Amerikalı’nın yılda 6 ton, bir İngiliz’in 3 ton, bir Çinli’nin 0.7 ton, bir Hintli’nin ise 0.25 ton karbondioksit ürettiğini görüyoruz. Bu da demek oluyor ki; örneğin bir Çinli ya da Hintli’nin küresel ısınmaya olan katkısı bir İngiliz ya da bir Amerikalı'nınkine göre çok daha düşük seviyede. Genel olarak, sera gazı salınımının çok büyük bir bölümünden sanayileşmiş ülkelerin sorumlu olduğunu görüyoruz. Geçmişte, ekonomik büyüme (enerji üretmek için yakılan petrol, kömür ve doğalgaz nedeniyle) karbondioksit salınımıyla doğrudan bağlantılıydı. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla birlikte bu durum değişti; ancak dünya ülkelerinin yalnızca küçük bir bölümü yenilenebilir enerji kaynaklarını efektif bir şekilde kullanmakta. Küresel ısınma konusunda en çevreci olarak tanımlayabileceğimiz ülkeler ise az gelişmiş ülkeler. Ancak bu durum, bilinçli bir “çevrecilik”ten ziyade söz konusu ülkelerin fazla endüstrileşememiş olmasından kaynaklanıyor. Dünya nüfusunun üçte biri aydınlatma ve yemek pişirme gibi basit işleri için bile elektrik bağlantısına sahip değil. Sanayileşmiş ülkeler ise yenilenebilir enerji sektörünü çalıştırmak için anaparaya, kaynaklara ve uzmanlığa sahipler. Ne yazık ki bu ülkeler kaynaklarını küresel ısınma sorununa çözüm getirmekte kullanmak yerine gelişmiş uzay programları, askeri gereçler, yeni sanayi yatırımları için kullanmaktalar. Belki de bu durumun temel sebebi gelişmiş ülkelerin iklim değişikliğine daha kolay uyum sağlayacak olmalarını düşünmeleri. Ancak bir noktadan sonra iklim değişikliğine uyum, ekonomik kaygıların ötesine geçecek ve insanoğlunun oluşacak bu yeni iklime uyum sağlaması imkânsız hale gelecek. Daha hiç anket oluşturulmamış!
Böyle giderse neler olacak? Bilimadamları tarafından küresel ısınmayla ilgili çeşitli gelecek tahminleri de yapılmakta. 1990 ile 2100 yılları arasında, ortalama küresel sıcaklığın 1.4 ilâ 5.8 °C kadar artacağı hesaplanıyor. Bu ısınma geçen yüzyılda yaşanan ısınmanın çok üzerinde ve büyük bir olasılıkla son 10.000 yılda eşine rastlanmayan bir durum. Deniz seviyesi ortalamasının ise 9 – 88 cm arasında artması bekleniyor. Bunun yanında kar örtüsü ve deniz buzlarının azalmaya devam edeceği, buzulların ve kutupların daha yaygın bir biçimde küçüleceği öngörülüyor. Sera gazları yoğunluklarını istikrarlı bir düzeye oturtmayı başarsak bile, iklim değişikliği yüzyıllar boyu varlığını hissettirecek ve yüzey sıcaklıkları ile deniz seviyeleri geçmişteki artış sebebiyle artmaya devam edecek. Batı Antarktika ve Grönland’daki buz örtüsünün kaybı, önümüzdeki 1000 yıl içinde küresel deniz seviyesini 3 metre kadar yükseltecek. Bu da birçok adanın denize gömülmesi ve kıyı bölgelerinin sel altında kalması anlamına gelmekte. Sıcaklıklar artınca, büyük su yüzeylerinden (deniz, göl, akarsu, baraj vb.) buharlaşma artıyor ve topraklar kuruyor. Bunun sonucunda bölgesel olarak iklimler değişecek, tarımsal ürünler ve ormanlar zarar görecektir. Hâlihazırda meydana gelmeye devam eden bu durum gelecek yıllarda çok daha tehlikeli hale gelecektir. Büyük su yüzeylerine yakın yerlerde hava nemi ve yağışlar artacak, sel afetleri görülecektir. Karasal alanlarda ise toprak suyunu kaybederek gitgide kuraklaşacak, tarımsal ürün verimi azalacak, ormanların alanı daralacak, hidrolojik enerji üretimi düşecektir. Bitki örtüsü azalıp, dünyanın büyük bir bölümü çölleşecektir. Buzulların erimesi ve bunun sonucunda göller, denizler ve akarsularda su düzeylerinin yükselmesi, halen yaşadığımız sel afetlerini çok daha vahim bir hale getirecek, kıyı bölgelerinin sular altında kalmasına sebep olup toplumsal göçleri başlatacaktır. Küresel ısınma, yaşanan kasırgaları da daha dehşet verici bir hale getirecektir. Küresel iklim değişikliği ile Sibirya ve Kanada’daki buzlu tundra toprakları çözünecek ve tamamen bataklık haline gelecektir. Buralarda bol miktarda metan gazı oluşarak atmosfere karışacak, artan sera gazları nedeniyle küresel ısınma daha da artacak ve böylece kısır döngüye girilmiş olacaktır. 2025 yılına kadar Avustralya ve Güney Afrika’daki tropikal ormanların yok olması bekleniyor. Akdeniz bölgesinde ise orman yangınları artacak, besin üretimi ve su kaynakları azalacak. 2050 yılına kadar dünya üzerindeki bitki ve hayvan türlerinin dörtte biri yok olacak. Avustralya’daki mercan resifleri 2050 yılında tamamen ölecek. Mercanlar, deniz yaşamının %25’ini destekleyen canlılar. Mercanların yok olması, deniz canlılarının yaşamlarını sürdürebilmeleri açısından büyük bir tehlike anlamına geliyor. 2070’de Kuzey Buz Denizi, tüm canlıları ile birlikte yok olacak, Amazon Ormanları’ndaki zarar, geri dönülemez noktaya ulaşacak, dünya çapında 5.5 milyar insan yaşamı için yeterli gıdayı sağlayamaz hale gelecek. Örnekleri arttırmak mümkün. Bu sınırlı sayıda örnek bile dünyanın ve insanoğlunun karşı karşıya bulunduğu tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor

Bugün 2 ziyaretçi (5 klik) ARKADAŞ



SeSiz Wep Dizayn(BySeSiz)

Saygılarımla ALLAHA Emanet Olun.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol